Güzel Olmamış, Sil Gitsin

Birkaç gündür yazmaya çalışıyorum. Kendi kendime "Yazacaksın Pendekit, saçmalama yerin orası senin. Orayı unutup bir köşeye atam...

Güzel Olmamış, Sil Gitsin

Birkaç gündür yazmaya çalışıyorum. Kendi kendime "Yazacaksın Pendekit, saçmalama yerin orası senin. Orayı unutup bir köşeye atamazsın. Olmaz, orada işler öyle yürümüyor. Blog yazmak senin için vazgeçilmez bir tutku." şeklinde gazlar veriyorum. Sonra bir yazı yazıyorum ve yazdığım yazının üstünden bir süre geçiyor, beğenmiyorum ve siliyorum. Mesela az önce yaptığım gibi. Saçmalıyorum, saçmaladığımı fark ediyorum. Oğlum, güzelim, bak ne diyeyim sana daha. Yapma böyle şeyler işte.

Bu arada yazı kapağını beğendiniz mi ya? Ben yaparken bayağı bir beğendim. Farklı bir tarz oldu benim içinde. Öyle ahım şahım şeyler yapmıyorum tabii. Aşırı sadeciyim. Blog yazılarımda mutlaka kendi düzenlediğim bir kapağın olması şarttır benim için, hazır alıp koyarak rahat edemem. Bu huyum da Google özgün resimleri sevdiğini öğrendiğimde çıkmıştı, o zamandan beri böyleyim. 😏

Makaleler üzerinde çalışıyorum. Burası kişisel bir blog tamam ama makale girmezsek, araştırmazsak ne olacak bu tembel insanlığın geleceği? Ben tembel olmamak için araştırırım, araştırdıkça yeni bir bilgi edinirim ve onu paylaşırım. (Bkz. Arkadaşlar, arkadaşlar! Duydunuz mu? Buse'nin yeni sevgilisi olmuş, çıkıyorlarmış! Berkecan, Berkecan. Evet, o da bir Berkecan ile çıkıyormuş. Bizde akşama mervelerde kalacağız. Bakalım, hayırlısı artık.)

Bu sildiğim yazıların Google tarafından indekslenmemiş, pek sevilmemiş olması da benim bir avantajım. Bloğu uzun süre önce kurdum amma velakin hala adam akıllı bir yazı girebilmiş değilim. İlk zamanlar hikaye falan giriyordum. Baktım sonra olacak gibi değil, tırt çıktı. Yazarken eğlenemedim, yazarken eğlenemediğim için de yazmaya devam etmedim. Bıraktım öyle işte.

En son kategorileri vs. hepsini yıkıp attım. Bundan sonra her telden yazacağım. Her telden dediysem öyle blog mu dönermiş hiç. Elbette benim bir kategorim var. Bu kategorimin adı "İşte Öğrendiklerim" olarak isimlendirebilir. İsim bulmayı falan normalde sevmem ama bulduğum zaman da efsane isim koyarım. Bu şimdi iki saniyede çıkmış bir şey canım, idare ediver sende. Daha yeni kendisi bu işlerde.

Bu arada arkadaşlar, artık yazılarımı bayağı uzun tutuyorum. Uzun tuttuğun zaman millet okumaya üşeniyor ama ne olduğunu bilmedikleri için yazıyı adam akıllı bir şey sanıp okumadan yorum atıyorlar. Bu da benden sevgili blogger dostlarıma bir taktik! 😈

Yazıyı beğendin mi? Şunlara da bir göz atabilirsin.

2 yorum

  1. Haha 😁 ben kisa yazi yaziom cok uzun olunca ben bile sklıyom okurken 😁

    Kapaktaki foto senmisin ki ?

    Tamam ögrendiklerini ögret madme bekliyoz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayıp ayıp, oradan bakınca kız gibi mi duruyorum. :( Kısa yazmak her zaman güzeldir ya. Yaz gitsin 150 kelime, bilgiyi aktarsın da yeter. Bende uzun yazıları okumayı sevmem. Aslında toplum olarak sevmeyiz.

      "Şey ya, video yok mu video? Kesin vardır, aç hemen aç. İnternet yani oğlum bu. Her aradığın şey var burada ya. Çok geniş bir ağ çoook."

      Sil