Yazmıyorum İşte Bir Süredir

Ben Pendekit; sinir, sempatik, ortamlardayken köşede sessizce oturan eleman. Yazmıyorum bir süredir. Kiminiz varlığımı bile unutmuştur. S...

Yazmıyorum İşte Bir Süredir

Ben Pendekit; sinir, sempatik, ortamlardayken köşede sessizce oturan eleman. Yazmıyorum bir süredir. Kiminiz varlığımı bile unutmuştur. Son iki üç yazıma da "yazmıyorum bir süredir" diye giriş yapmışım. Hep bir aralık oluşmuş arada. Bundan sonra yazacağım, şu andan itibaren yazıyorum derken geçip gitmiş zaman. Çöplükten farkı kalmamış buraların. Buralarda yokken başka yerlerde yazmaya devam ediyordum.

İlkokuldan beri en büyük hayalim olan senaristliği nihai gerçekleştirdim. Bir tiyatro oyunu yazdım. Bunun en büyük destekçisi bu sene işe başlayan öğretmenim oldu. Tam kafa dengi diyebileceğiniz cinstendi. Onunla birlikte kurguladık, onunla birlikte hataları gördük ve onunla birlikte provaları izledik. Ben fikir sundum o da destekledi. Oyuncular ile o ilgilendi. Güzel bir oyun oldu. İlk oyunum olduğu için biraz acemi işi oldu diyebilirim. Ama öğretmenimin katkılarıyla da işi orta seviyeye getirdim.

Onun dışında kış geldi gelecek derken sonunda geldi. Hasta etti, hastalıktan ölüyorum. Hatta bazı yerlere kar bile yağmış. Biz kar göremeyenler olarak üzülmeye devam ediyoruz. Sınavlarım da başladı. Hatta bitmek üzere diyebilirim. Bunun bir de ikinci sınavları var. Sonrası tatil. Bu kısım en sevdiklerimden. 2 hafta boyunca sınavlarla boğuşmuş kafam öyle bir dinleniyor ki anlatamam.

Yazmıyorum işte bir süredir. İçimi dökmüyorum, kağıda kaleme dokunmuyorum. Tek bir şey yazıyorum o da ders notları. Unutmayayım, bir de sınavda yazdığım soruların cevapları. Kitap okumaya yoğunlaştım. Bir zamanlar kitap yüzünü açmayan ben, günde yüz sayfa bitirir oldum. Okumak güzel bir şey. Eski edebiyata dair taktikler öğrenmek de ara öğünlerde yenilen atıştırmalıklar gibi.

Yazıyı beğendin mi? Şunlara da bir göz atabilirsin.

1 yorum