Şehir efsanesi olan bir hikaye aslında bu. Kim yaşamış, nerede yaşamış bilinmiyor. Hikaye anonim olarak dilden dile dolaşarak yayılmıştır. Yayılma sırasında insanları bayağı etkilemiş benim görüşümce.

Arka Koltukta Saklanan Katil

Ana karakterimiz, yani kadın, kız arkadaşları ile içki içip eğlenmek için buluşmuş ve gecenin geç vaktinde o mekandan ayrılıp arabasına binmiştir. Bir süre geçtikten sonra dikiz aynasına bakar ve arkadan bir çift far görür. Araç kendisine yaklaştığı sırada sinyalin açık olduğunu fark ederek döneceğini sanar ama araç dönmeyip takip etmeye devam eder. Araba hızla kadına yaklaşarak selektörlerini yakar.

Kadın git gide gerilir ve dikiz aynasına bir daha bakar. Bu sefer far sönmüştür ama sonra tekrardan yanıp daha da yaklaşır. Kadın arkasına bakmamaya çalışıp bundan bir çıkış yolu arayarak aracını sürmeye devam eder. Bu sırada arkadaki arabanın farının yanıp sönmesi ise dikkatini dağıtmaktadır. Yol boyunca araba kadını takip etmeye devam etti. Kadın tek kurtuluşun evine koşup giderek polisi aramanın olduğunu düşündü. Evinin önüne geldi ve arabadan çıktığı an arabayı süren kişi ona bağırarak, "Kapını kilitleyip hemen polisi aramalısın!" dedi.

Tüm olay, polis olay yerine geldiğinde gün yüzüne çıktı. Aslında arabayı süren kişi kadının canını kurtarmaya çalışıyordu. Kadının sürdüğü aracın arka koltuğunda elinde bıçak olan bir adam vardı. Farlar yandıkça arkadaki adam görünmemek için saklanıyordu ve tüm yol boyunca saklanmaya devam etmek zorunda kalmıştı. Arabayı süren kişi böylece kadının hayatını kurtarmıştı.

Hikaye Hakkında Görüşüm

Bana kalırsa hikaye acayip fake attıran bir hikayeymiş. Bir noktada da saçma şimdi. Öldürecek kişi farmış marmış dinlemez zaten. Sonuçta bir riski düşünerek eleman atlamış arkaya, anladın mı mevzuyu? Risk bağımlılık yapıyor galiba. Bir kere aldın mı riski hep alasın geliyor. Mesela ben gece yatarken su almadığımı fark ediyorum ve yatağıma 2 cm kala bir risk alarak gidip su alıp geliyorum.